Habib b. Ebi Sabit :
Tâbiîn devrinde Kûfe’de
yetişen meşhûr hadîs ve fıkıh âlimlerinden. Adı, Habîb bin Ebî Sâbit Kays bin Dinar’dır.
Babasının adına Kays bin Hind de denilmiştir. Kûfe’de doğup büyüdü. O ve Hammâd
bin Ebî Süleymân, Kûfe’de yetişen fakîhlerin en büyüklerindendi. İmâm-ı Buhârî
ve birçok âlimler onun 119 (m. 737) târihinde vefât ettiğini bildirdiler. 122
(m. 739)’de vefât ettiği de rivâyet edildi.
Habîb bin Ebî Sâbit, Kûfeli
fakîh ve hâfızlardandır. Birçok Eshâb-ı kirâm ile görüşüp onlardan ilim aldı.
Çok hadîs-i şerîf rivâyet etti. Onların sohbetinde bulunarak yetişti. Eshâb-ı
kirâmdan ve Tâbiînden Abdullah İbni Ömer, Abdullah İbni Abbâs, Enes bin Mâlik,
Zeyd bin Ebî Erkâm, Ebu’t-Tufeyl Âmir bin Vasile, İbrâhîm bin Sa’d bin Ebî
Vakkâs, Nâfi bin Cübeyr bin Mut’im, Ata bin Ebî Rebâh, Sa’îd bin Cübeyr, Ata
bin Yesâr ve daha pek çok âlimden hadîs rivâyetinde bulunmuştur. Kendisinden de
Süleymân bin Mihran el-A’meş, Ebû İshâk eş-Şeybânî, Husayn bin Abdurrahman,
Zeyd bin Ebî Enise ve daha birçok kimse hadîs-i şerîf rivâyetinde bulunmuştur.
Hadîs ilminde sika
(güvenilir, sağlam) râvîlerden biri olduğunu bütün hadîs âlimleri sözbirliği
ile bildirmektedirler. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler, meşhûr Kütüb-i sitte
denilen altı kitapta yer almaktadır. Hadîs âlimlerinden İmâm-ı Iclî, İbni Mâin
ve İmâm-ı Nesâî, onun Tâbiînin sika ve hüccet olan râvîlerden olduğunu
zikretmektedirler. Ebû Hatim de, “Sadûk (rivâyet ettiği hadîslerde sağlam ve
sika bir râvidir” demektedir.
Habîb bin Ebî Sâbit,
Kûfe’nin meşhûr fakîhlerindendi. İmâm-ı a’zam hazretlerinin hocası Hammâd bin
Süleymân’dan önce Kûfe müftîsi idi. Ebû Ca’fer-i Taberî, “Tabakât-ı Fükahâ”
adındaki eserinde, onun fıkıhta ve diğer ilimlerde yüksek bir yeri olan büyük
bir âlim olduğunu bildirmektedir. İnsanlara ilim öğretmekte ve onların
ihtiyaçlarını karşılamada çok gayretliydi. Hayır ve hasenatı çoktu. Tam bir
tevekkül sahibiydi. Fakîrleri doyurur, bilmeyenlere ilim öğretirdi. Ebû Yahyâ,
onun büyüklüğünü bildirirken:
“Habîb bin Ebî Sâbit ile
beraber Tâif’e gelmiştim. O kadar çok sevindiler ki, sanki aralarına bir
peygamber gelmişti” diyor.
Çok ibâdet ederdi. Tevazuu,
alçak gönüllülüğü çoktu. Gecelerini ibâdetle geçirir, yatsının abdesti ile
sabah namazı kılardı, ibâdet etmeyi kalbi için hayat, bedeni için gıda bilirdi.
îmânı ve takvası çok olan bir zâttı. Namaz kılarken ayakta çok durmaktan
yorulmazdı. Gecelerini ibâdetle değerlendirip süsledikten sonra, ertesi gün bir
miktar uyurdu (kaylûle yapar). Ebû Bekir bin lyâş onun hakkında:
“Habîb’i secde ederken
gördüm, öyle bir halde idi ki, secdesinin uzunluğundan vefât etti zannettim”
diyor. Kur’ân-ı kerîmi ezbere bilenlerle sık sık bir araya gelir, onlara ikrâm
ve iltifatlarda bulunurdu. Bir defasında hâfızları toplayıp onlara 100 000
dinar (altın) dağıttı.
Çok hadîs-i şerîf rivâyet
etti. Bunlardan ba’zıları şunlardır: Peygamberimizin (s.a.v.) zamanında biri
öldürülmüştü ve kim tarafından öldürüldüğü bilinmiyordu. Bu durum
Peygamberimize arz edildi. Resûlullah (s.a.v.) Allahü teâlâya hamd ve sena
ettikten sonra buyurdu ki:
“Ey insanlar! aranızda biri
öldürülüyor, fakat katili bilinmiyor. Şayet göktekiler ve yerdekiler, müslüman
birinin öldürülmesi üzerinde toplansalar, şüphesiz hepsi azâb olunur.”
“Peygamberimiz vitir
namazını üç rek’at kılardı. Kunut duâsını da, üçüncü rek’atta, rükû’dan önce
okurdu.”
“İnsanlar arasına katılıp
onların ezalarına uğrayan ve bu ezalara sabreden bir mü’min, insanlar
arasına girmeyen, onların
eziyetleriyle karşılaşmayan ve bu konuda sabredecek bir
mes’elesi bulunmayan
kimseden efdaldir, üstündür.”
“Peygamberimiz (s.a.v.)
yünlü elbise giyer, yerde uyur, yerden biten şeylerden yer, merkebe biner ve arkasına
birini alır, keçi besler ve onu sağar, köle olan kimsenin da’vetine giderdi.”
Hz. Ali, şöyle bildiriyor:
“Resûlullah (s.a.v.) Bedir harbinde bana ve Hz. Ebû Bekir’e buyurdu ki:
“Sizin ikinizden birinizin
sağında Cebrâil aleyhisselâm, diğerinin solunda da Mikâil ve İsrâfil
aleyhisselâm olmak üzere
büyük melekler hazır olup ordunun önünde bulunurlar.”
Resûlullah efendimize
birisi gelip cihada gitmek için izin istedi. Ona: “Senin annen ve baban sağ
mıdır?” diye sordu. O kişi
“Evet, yâ Resûlallah!” deyince,
“Onların yanında otur ve hizmet et!” buyurdu. Başka bir
rivâyette de “Onların
yanında kalıp hizmet ederek cihad sevabına kavuş!” buyurdu.
“Bir kimse, Ramazan-ı
şerîfin başından sonuna kadar cemâatle (teravih) namazı kılarsa,
Kadir gecesinden nasîbini
alır.”
“Bir müslüman, Allahü
teâlânın emrettiği şekilde abdestini tamamlar ve sonra beş vakit
namazını kılarsa, onlar
arasındaki günahlarına keffâret olur.”
“Kıyâmet gününde tövbe, en
güzel bir surette ve en güzel bir koku ile getirilir. Kokusunu
ancak mü’min olanlar duyar.
Kâfirler, (Yazıklar olsun bizlere! Müslümanlar bu güzel kokuyu duyuyorlar da,
biz onu duyamıyoruz) derler. Tövbe, kâfirlerle konuşur ve onlara: “Siz beni
dünyâda kabul etseydiniz, şimdi güzel kokuyu duyardınız” der. Kâfir de; “Biz
şimdi kabul ediyoruz? der. O anda gökten bir melek şöyle nida eder: (Dünyâyı ve
içinde bulunan altını, gümüşü ve diğer şeyleri getirseniz, sizden tövbe kabul
olunmaz) Tövbe ve melekler, onlardan uzaklaşır. Sonra Cehennemde vazifeli
melekler gelir. Kendisinde güzel koku olan kimseye dokunmazlar. Şayet kötü koku
gelirse, onu Cehenneme atarlar.”
“Gece namazı ikişer rek’at
olarak kılınır.”
“Her şeyin bir iyisi
vardır. Namazın iyisi de, ilk tekbirine yetişerek kılınan namazdır.”
Peygamberimiz Hz. Ebû Zer’e
buyurdu ki: “Ey Ebû Zer! İnsanlara müjdele ki, kim (Lâ ilâhe illallah) derse,
Cennete girer.” Hikmetli sözleri meşhûrdur. Bunlardan ba’zıları şunlardır:
“Başını Allah için secdeye
koyan kimse, kibirlenmekten (büyüklenmekten) uzak olur.”
“Allahü teâlânın rızâsını
kazanmak için evine (câmiye, mescide; gidiniz!”
“Bir kimsenin topluma karşı
konuşurken hepsine birden dönmesi, Peygamberimizin (s.a.v.) sünnetidir.”
“Her şey için, hatta yemek
ve içmekte bile güzel bir niyet içinde olmayı çok severim.”
Kaynaklar
*****************
1) Hilyet-ül-evliyâ cild-5,
sh-60
2) Tezkiret-ül-huffâz
cild-1, sh-116
3) Tehzîb-üt-tehzîb cild-2,
sh-178, 179
4) Rehber Ansiklopedisi
cild-7, sh-125